cezaevi sözleri/mesajları

cezaevi sözleri/mesajları
Eğer Haklıysam; Haksızları Bir Müddet SESSİZCE İzlerim...Eğer Onlardan, Haklı Olduğuma Dair Bir Adım Gelmezse...GERİ Adım Atmam Ben EZER Geçerim.


Üzme kendini bu kadar sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var bak yeryüzü ne kadar geniş ne kadar dar.


Bir iftiraya bedenimi kurban ettiler canım anam; ama sen hiç merak etme, bana aşıladığın temiz yüreği kurban edemeyeceklerdir. Ruhumu Allaha teslim(kurban) ettim, sen merak etme, temiz yüreğimi de ruhumu da kurban edemezler ya!


İçeri girince üzülür, ağlarsın; sevdiklerini düşünür, canın acır ağlarsın; hatalarını görüp, pişmanlığına ağlarsın; fakat bu gözyaşlarını sonunda acı çekerek silmesini de biliriz elbet..!


Haberin var mı taş duvar? Demir kapı, kör pencere, yastığım, ranzam, zincirim, uğruna ölümlere gidip geldiğim, zulamdaki mahzun resim, haberin var mı? Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş, karanfil kokuyor cigaram dağlarına bahar gelmiş memleketimin… Ahmed Arif


Etrafımda ağaçlar olmasa bile benim masmavi bir gökyüzüm var ne zaman bitecek cezam bilmesem de özgürlüğe olan inancım var parmağımda alyansım olmasa bile kolumda demirden bir kelepçem var 14 adımda voltam tükense bile daha dışarıda yürüyecek çok yolumuz var…


Süngüye çekilirim dar mapuslara çırılçıplak düşlerimle akşama, dar vakte kadar sigara dumanına bırakırım mahzunluğumu.


O kadar yakındasın elimi uzatsam değecek kadar demir parmaklıklar tel örgüler kalın duvarlar var buda geçecek bir gün elbet: sabır…


Biz hiçbir şeyi zamana bırakmadık, her şeyi Allah’a emanet ettik…


Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan! Dakika düşelim, senelik paydan! Zindanda dakika farksızdır aydan. Karıştır çayını zaman erisin; köpük köpük, duman duman erisin!


Ranzalar belimi acıtıyor anne güneşimi kapatıyorlar Dayanamıyorum artık Nerede dost, Nerede akraba Gardiyan Işıkları kapatma.


Şu koskoca şehir sanki dört duvar ….!!!


Hayalim kara parmaklıklarda çürümekte değil, Sevdiğimin yanında yaşlanmaktaydı..


Hani bir dışarıda olsam, hep yürürüm, durmam. Benimle beraber yürür gökyüzü, toprak, hürriyet, benimle beraber. Gökyüzü, toprak ve hürriyet, ne güzel şeyler. Hani bir dışarıda olsam, belki günlerce, uyumam. Sabahları yok artık o kahpe uyanışım. Duvarda kaldı gözlerim, dalışım.


Yok artık eski çocukluğumdaki mutlu günlerim ; Şimdi gündüzlerim , rol , gecelerim , fail’i meçhul !


Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.


Bir mahkumun sevmesi, pencereden ufuklara dalıp gitmesidir.


Öğrendik ki iki şey asla terk etmezmiş insanı; Biri yanındaki “ANA” diğeri ise yüreğindeki YARA..!


Kimse özgürlügünün kıymetini bilmez ta ki o dört duvara girene kadar dert sıkıntı özlem nasıl anlatayım, görüş gününü iple çekmek o 45 dakikalık görüş bize bir ömür gibi geliyo sırf sevdiklerimiz üzülmesin diye yalandan olan o gülümsemeler görüş bittiğindeki o psikolojiyi yatmayan bilemez arka arkaya yakılan sigaralar hayaller gözlerinden akan o göz yaşları kimse anlayamaz…


Duygular firar , hayaller müebbet bildiğim tek şey var ‘elbet bir gün kader bize’de gülecek.


Şimdi dar penceremden uzaktan bakıyorum, tıpkı uzaktan bakan karşılıksız seven aşıklar gibi.


Güneşin sözü var bize de doğacak anam elbet bir gün..!


Ceza evi dört duvar mahkumlar nöbet tutar ağlama Ana elbet bir gün oğlunda çıkar.


Denir ya aşk iki kişilik, yalan! Aşk bile bile delilik. Bide hayat müşterektir denir. Buda yalan çünkü ; aşk acısı hep tek kişilik.


Bir dost ve kardeş eliyle işlenmiş boncuktan bir tespih armağan geldi bana. Göz nuru dökülmüş, özenilmiş, içten bir selam gibi insandan insana.


Duvar duvar duvar sana ne desem ki ah incitmeden gözlerini mahkûmun her taşını kırmalı bir bir gerisi laf-ü güzaf.


Tüm kader mahkumlara öncelikle af yakınlarına da sabır dilerim Allah yardımcınız olsun tabi benimde…


Gece ve gündüzün bir önemi yok; sensizliğin rengi hep aynı.


Başın öne eğilmesin, aldırma gönül, aldırma. Ağladığın duyulmasın, aldırma gönül, aldırma.


Beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsaldır.


"Bitti" Dedikten Sonra Ne Cevap Bekliyorsun ki ? Ne Yaşanmışsa Göm Gitsin, Ölüye Sorulmaz Kefenin Metresi, Sar Gitsin .


Günler git gide kısalıyor. Yağmurlar başlamak üzere, niye böyle geç kaldın? Nazım Hikmet


Hani bir dışarıda olsam, belki günlerce, uyumam. Sabahları yok artık o kahpe uyanışım. Duvarda kaldı gözlerim. Dalmışım.


Kimine göre kralım kimine göre yalanım ayık olsun bi memleket bn adamına göre adamım yok öyle teslim olup yaşamak umudunu dipsiz kuyulara atmak aynı gökyüzü altında savaşmak yaşamak değil hasreti çekmek zor güzeli unutmak değil özleyip de gardaşını görememek zor!


Pencereme ay düşmüyor artık, kirpiklerime yağmur yağmıyor. Güneşi özledim anne, yıldızlar kaymıyor. Çocuklarım çocukluğumdur gençliğim sürekli koşan bir at, kanadımı kırdılar anne hayallerim şimdi hayal oldu.


Ne güzel şey hatırlamak seni, yazmak sana dair, hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek: filânca gün, falanca yerde söylediğin söz, kendisi değil edasındaki dünya…


Merak etme yeri geldiğinde dik yürümeyi de biliriz savcı bey!


Gardiyan süre bitti dediğinde, anlarsın o zaman vefasızca gidişleri…


Diyorlar Ki Bu. Niye Böyle Edepsiz. .... 👉Biride Demezki Edebini Bozan Hangi Şerefsiz.


Adaleti olmayan bir semtin zifiri karanlığında kayboldu gitti gençliğimiz.


Çaycı! getir, ilâç kokulu çaydan. Dakika düşelim, senelik paydan! Zindanda dakika farksızdır aydan. Karıştır çayını zaman erisin; köpük köpük, duman duman erisin!


Hayat zor değil bazen şerefsiz.


Göklerde kartal gibiydim kanatlarımdan vuruldum mor çiçekli dal gibiydim bahar vaktinde kırıldım.


Bunu da yaz hâkim bey; umutsuz olan bedendir hayaller değil!


Asılı bıraktın hayatın ortasında şimdi tek dayanağım paslı bir çivi…


Korkmana gerek yok, sen istemediğin sürece kimse seni üzemez! * Cavit ÇAĞ


Beceremiyorum sanırım Ölümle, yaşam arasına sığdıramıyorum sevdamı..


AH!O Kadrini bilemediğim günler,koklamadan attığım gül demeti(Cahit Sıtkı Tarancı)


Vedalar acıtsada bazen gitmek gerekir(CanYücel)


Tüm mutsuzluklar yokluktan değil çokluktan gelir.


“Adam olmak cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir.”


Yine gecenin bir yarısı, Aklıma takıldı gözlerin. Adını andım durmadan, Sızlasa da yüreğim. Unutmayı düşünmedim, Ağlasa da gözlerim.


Sert rüzgarlar karanlik geceleri severmis , aynen benim seni sevdigim gibi


Uzaktan Sevmek Bir Mahkumun Pencereden bakması gibidir








Kimse Birşey İma EtmesinKininiz Varsa Suratıma Kusun,Kusamıyorsanız Sonsuza Kadar Susun






İyi günlerimde çok eller uzanır ellerime,
Resmimi, suratımı baş köşeye asarlar...
Fakat demir kapıların her kapanışında üzerime,
Ardında taş duvarların her kaldığım zaman,
Ne arayan beni, ne soran...








Seni kaybettim galiba İki taşın arasında kaldım Bu, benim hatam değildi Seni ben çook geç tanıdım


Yusuf Hayaloğlu






Birkaç beden büyük gelir bazılarına benim laflarım Ziyanı yok..!- Gelecek senelerde de giydiririm






Anne senin Oğlun Düşmüş Yine dertlere Diyordunya bana Oğlum birazcık Gülsene Peki Gülüşlerimden ne istediler be anne




Bir dost ve kardeş eliyle işlenmiş Boncuktan bir tesbih armağan geldi bana. Göz nuru dökülmüş, özenilmiş, İçten bir selam gibi insandan insana. Değerini arttıran bu armağanın Bir hapishaneden bir başka hapishaneye gelmesiydi Şiirde böyle bir şey olmalı diye düşündüm: En acımasız günde de savunabilmek inceliği.










Zindanlar her ne kadar kör ve karanlık olursa olsun, onu aydınlatacak kadar gücümüz vardır.












Günahına kadar sevdiklerim var ;- Bir de sevabını bile istemediklerim..!




Yamuk ağaçtan düz baston çıkmaz. Her şeyden önce sözlerinin arkasında dik durmayı öğreneceksin.




Yağmur yağardı biz ağlaşırdık Kaldırımlar boyunca Bir hüzün vardı sanki aramızda Susardık ay batınca Yusuf Hayaloğlu




Bileklerimizi morartmış yeni Alman kelepçeleri. Otobüsün kaloriferleri bozuldu Kaman`dan sonra, Sekiz saat oluyor karbonatlı bir çay bile içemedik, Başımızda perensip sahibi bir başçavuş, Niğde üzerinden Adana Cezaevine gidiyoruz… Bi sen eksiktin ayışığı Gümüş bir tüy dikmek için manzaraya!






"Aşk” tipi cezaevinde, müebbet hapis yatıyor kalbim!


Kafese konulmuş bir Kuş Misali benimki Bir Bıraksalar Hiç alçalmamaya Yükseleceğim




Biz ağladığımızda bir nedeni oluyor da, bulutlar ağladığında bir nedeni oluyor mu?










Volta atıyorum yine koca dünyamın, daracık avlusunda. Vücuttan habersiz yürüyor artık bacaklarım.










Hani bir dışarda olsam, hep yürürüm, durmam. Benimle beraber yürür gökyüzü, toprak, hürriyet, benimle beraber. Gökyüzü, toprak ve hürriyet, ne güzel şeyler. Hani bir dışarda olsam,belki günlerce, uyumam. Sabahları yok artık o kahpe uyanışım. Duvarda kaldı gözlerim. Dalmışım.










Mapusta attığım voltada çektiğim acıda, akıttığım gözyaşında yine sen vardın.












Bulutlardan haber saldım sen gelecektin. Yağmur yağdı gözlerime sen silecektin ama taş duvarlar sıkar beni gönlüm dağlarda. Resmin çizdim hasret kokan duvarlarıma, güller diktim penceremin ön tarafına.




Sabah serinliği gün ağarıyor Demir taş küf yosun Sen böyle gecenin ortasında Olan bitenden habersiz Uyuyor musun? Güvercin sesi çocuk sesi tren sesi Parmaklıklara yakışmayan ne varsa Duvarlarında Güneş bütün gün çağıradursun Elden ne gelir Yaşamak böyle kanlı akarsa Maviliğin dibinde böyle gözyaşları Kirli ağır durgun Daha bir süre akıp gidecek Duvarlarında


Hayatındaki herkes sana muhalefet ediyorsa ,Tadını çıkar ,Demekki İKTİDAR Sensin...


Bulutlardan haber saldım sen gelecektin. Yağmur yağdı gözlerime sen silecektin ama taş duvarlar sıkar beni gönlüm dağlarda. Resmin çizdim hasret kokan duvarlarıma, güller diktim penceremin ön tarafına.










Cezaevinden Aneme : Pencereme ay düşmüyor artık Kirpklerime yeğmur yağmıyor Güneşi özledim anne Yıldızlar kaymıyor Çocuklarım çocukluğumdur Gençliğim sürekli koşan bir at Kanadımı kırdılar anne Hayallerim şimdi heyhât!










Gardiyan 'Süre bitti' dediğinde, anlarsın o zaman vedasızca gidişleri.




Fotoğraflara bakmak hasret giderseydi, cezaevindekiler tahliye beklemezdi.




Sen Siz Geceler Çok Uzuyor Çok Soğuyor
Avluda Rüzgar Sevgimizi Ordan Oraya Sürüyor Bir Gün Burdan Çıkma Umuduyla Dayanıyorum
Aslında Tamda Öğle Değil Çıkınca Seni Göreceğim Ve Sana Tekrar Sarılacağım için
Seni Sevmeyi Çok Ağır Ödüyorum Suçumu Değil
Çünkü Sensiz Yapamıyorum




Bu Zalım Mapushaneye Canmı Dayanır
Ne Vazgeçer Ne De Bir Gün Uslanır
İnsanın Canını Dir hem Dir hem Alır
Bırak Bizi mapushane gedelim

Whatsapp Button works on Mobile Device only